Avrupa Birliği’nin iddialı iklim düzenlemeleri; AB ile iş yapan şirketleri banka, yatırımcı ve tüketicilerin taleplerini karşılamak için sürdürülebilirliğe öncelik vermeye zorlayarak, iş yapma stratejilerimizi altüst etmeye devam ediyor. Yeni regülasyon Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi ‘CSRD’ yüklü miktarda yeni bilgi ve uygulamayı şart koşuyor. Bu kısa yazımızda bazı temel kavramlara üst düzey bir bakış sağlamaya odaklanmayı ve şirketlerin CSRD’yi ve kendileri için ne anlama gelebileceğini daha derinlemesine incelemelerine yardımcı olacak bağlantıları paylaşmayı hedefliyoruz.
AB Sürdürülebilirlik Raporlama Çerçevesi
AB’nin raporlama çerçevesi üç temele dayanmaktadır: Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), AB Taksonomisi ve Sürdürülebilir Finans Açıklamaları Yönetmeliği (SFDR). SFDR, finansal kurumlar ve ürünler için sürdürülebilirlik değerlendirmesi ve açıklama yükümlülüklerine sahiptir. Yatırımcıların yeşil aklamayı önlemek için yatırım yaptıkları şirketlerden toplamaları gereken bilgileri belirlemektedir.
AB üyesi olmayan bir şirketseniz fakat AB’de ürün veya finansal hizmetler sunuyorsanız (veya sunan Avrupalı iştirakleriniz varsa), SFDR’a tabisiniz. Ayrıca, hangi ekonomik faaliyetlerin çevresel açıdan sürdürülebilir olarak sınıflandırılabileceğini belirlemeye yardımcı olan AB Taksonomisini de uygulamanız gerekecektir.
AB neden CSRD uygulamaya koydu?
SFDR gibi CSRD’nin amacı da yatırımcıların iklim değişikliği ve diğer sürdürülebilirlik konularından kaynaklanan yatırım risklerini değerlendirmek için ihtiyaç duydukları bilgilere erişebilmelerini sağlamaktır. Şirketlerin insanlar ve çevre üzerindeki etkilerinin yanı sıra iklim değişikliği nedeniyle karşılaştıkları etkiler hakkında derin bir şeffaflık kültürü yaratmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda AB şirketlerinin uluslararası rekabet avantajını sağlamaya yönelik bir hamle olarak da görebiliriz.
CSRD, 2014 yılından bu yana yürürlükte olan Finansal Olmayan Raporlama Direktifinin (NFRD) çerçevesinde raporlama yapan 500’den fazla çalışanı olan 3.000 büyük kamu şirketinin sayısını genişletmeyi amaçlamaktadır. Ocak 2023 itibariyle, üç eşikten ikisini (250’den fazla çalışan, 40 Milyon Euro net ciro ve 20 Milyon Euro bilanço toplamı) karşılayan büyük Avrupa şirketleri CSRD’nin kapsamında 2026 senesinden itibaren 2025 dönemi için raporlamaya başlayacaktır. Net cirosu 150 Milyon Euro olan ve AB’de 40 milyon Euro’nun üzerinde net ciroya sahip iştirakleri veya şubeleri bulunan AB dışı şirketler de etkilenmektedir.
Daha önce şirketlerin kendi raporlama standartlarını (örneğin Türkiye’de çok yaygın olarak kullanılan Global Reporting Initiative/GRI) seçmelerine izin verilirken, CSRD kapsamına giren şirketler Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına (ESRS) göre raporlama yapmakla yükümlüdür.
Yeni raporlamada neler var?
CSRD kapsamında şirketler, iklim değişikliğinin etkileri ile mücadele hedeflerini – örneğin Kapsam 1, 2 ve 3 sera gazı emisyonları gibi, iklim değişikliğine uyum, su ve deniz kaynakları, biyoçeşitlilik ve ekosistemler, kaynak kullanımı ve AB Taksonomisinin çevresel hedeflerinin her birini kapsayan döngüsel ekonomi dahil olmak üzere, çok çeşitli çevresel, sosyal, yönetişim (ÇSY) konuları hakkında raporlama yapmalıdır. Sosyal etkilere ilişkin şirketin raporlaması çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık, insan hakları, çalışma koşulları, çalışan ilişkileri, ücret farklılıkları, değer zincirindeki işçiler, etkilenen topluluklar, son kullanıcılar ve tüketicileri içerir. Yönetişim alanında, şirketler kurumsal yönetişim politikalarının yansıra, risk yönetimini, mülkiyet şeffaflığını, sorumlu iş uygulamalarını ve yolsuzlukla mücadele önlemlerini açıklamalıdır. Artık Kurumsal Sosyal Raporlama örneklerini ve kalite sertifikalarını web sitesine yüklemek yeterli olmayacaktır.
Şirketler ayrıca çifte önemlilik (‘double materiality’) analizi yapmalı, sürdürülebilirlik risklerine karşı dayanıklılığı değerlendirmek için iş modellerini ve stratejilerini incelemeli, 1,5C küresel ısınma hedefiyle uyumlu, zamana bağlı hedefleri olan bir iklim geçiş planı hazırlamalı ve şirketin değer zincirini araştıran bir sürdürülebilirlik durum tespiti sürecine katılmalıdır.
çalışmalar hızla ilerlemektedir. Türk firmalarının SKDM konusuna uyum sağlamaları için atmaları gereken tüm adımlar için Entegre Raporlama aynı zamanda çok net bir yol haritasıdır.
CSRD şirketiniz için ne anlama geliyor?
CSRD uyumluluğuna hazırlanmak için şirketler, AB merkezli statülerine bakmaksızın, durumlarını değerlendirerek ve dahil olmak için gereken şartları karşılayıp karşılamadıklarını tespit ederek başlamalıdır. Erken hazırlık, yürürlüğe girecek olan kapsamlı raporlama gerekliliklerini göz önüne alındığında çok önemlidir ve aynı zamanda uyumsuzluk cezaları riskini azaltmaya da yardımcı olur. İK ve sürdürülebilirlik çalışma grupları gibi departmanların aktif katılımıyla departmanlar arası iş birliğine gidilmesi, finansal olmayan verilerin hızlı ve doğru bir şekilde toplanmasında çok önemli bir rol oynar.
CSRD ayrıca, gelecekte makul güvenceye geçiş potansiyeliyle birlikte, ilk kez sınırlı güvence kavramını getirmektedir. Bu da denetçiler ve diğer üçüncü taraflarla birlikte çalışmayı gerektirmektedir. Mevzuat sürekli gelişim halinde olduğundan, her an gelişmeleri yakından takip etmek şirketler için bir zorunluluk haline gelmektedir. Bir sürdürülebilirlik danışmanının uzmanlığından yararlanmak, şirketlerin CSRD’ye hazır olmalarını sağlarken, sürekli gelişen bu düzenleyici ortamın karmaşıklıklarını yakından izlemeye alarak, iyi hazırlanmış ama dinamik bir yol haritası hazırlamak için değerli rol oynayacaktır.